9 Aralık 2011 Cuma

ikilem

günler geçiyor aylar geçiyor bir bitimsiz karabasanın içinde buhar olup kaybolup gidiyorum ve hayat yada adına ne derseniz o devam edip gidiyor umut yok özlemler kendi hüznünde boğulmuş şarabın kırmızısında son noktanın nerde olduğunu soruştururken kavganın sıcaklığı içimi sarıyor inadına yaşamaya devam et diyor  bildik bir senaryonun beceriksiz bir figüranı olsamda birşeylerin değişebilir olduğunun olasılığı yürümek için mazerete dönüşüyor insanın kendini inkar ederek nereye kadar devam edebileceğinin deneyi olarak yürümeye devam edeceğim ta ki kendim olana dek....................

akintiyakarsiakintininicinde

The Day After,Edvard Munch

30 Temmuz 2011 Cumartesi

yanılgı hakikate dönüşürse

hayatı doğru okuduğuna inanırsın bunu doğrulamak için bir ömrü tüketirsin ve bir gün birileri karşına çıkıp herşeyi yanlış yaptığını tüm öngörülerinin birer yanılgıdan ibaret olduğunu ve artık bu uzun uykudan uyanman gerektiğini söylerler tekrar tekrar elindeki verileri değerlendirirsin sonucun farklı olması gerekiyordur ve sana değişmen gerektiğini söyleyen denklemde senin kaçırmış olduğun hangi olasılıkları hesaba dahil etmiş onu görmeye çalışırsın denkleme söylenen olasılıkları dahil edip yeniden değerlendirdiğinde sonucun değişmediğini oyunun somut verilerle değil denkleme haksız bir şekilde dahil edilen sanrısal düşlerle ilgili olduğunu farkedersin.anlarsınki bu koşullarda sen hep kaybetmeye mahkumsundur...dönüp ardına baktığında uğruna onca mücadele ettiğin davan ne denli haklı olursa olsun sen hep kaybetmişssindir 

hayat yitik bir düş gibi ellerinden kayıp gitmiştir...


 akintiyakarsiakintininicinde
Zoltan Gonda 'Harman' Three

7 Mayıs 2011 Cumartesi

yolda

The Seven Guardians of Innocence

saatler biteviye tik taklarını sürdürürken hayat yorgunu yolcu arkası kesilmeyen molalarından birini şarabın kırmızısının eşliğinde vermişti aslında verilen molamıydı  yoksa hayatın kendisimi yolcu bu sorunun yanıtını vermekte zorlanıyordu yol zordu  ve ne yazıkki yürüdükçe renkli tablolarla karşılaşmıyordu mütemadiyen  anlamsız  ve de renksiz bir hüzün onu takip ediyordu bildik desem değil artık gerçekliğide zorlayan ama zorladıkça dahada acıtan bir saçmalıklar silsilesi yolcuyu ve yürüdüğü yolu daha zorlaştırıyordu.bu berbat hikayenin katlanmaya değer  tek yönü değiştirilebilirimin umuduydu ve bu umut gittikçe uzaklaşırken yazgının bu zorbalığına katlanmak daha da çekilmez oluyordu. öykünün karanlığı arttıkça ;bu zorbalığa 
 katlanmak  akılalmaz bir mücadelenin 
 gerektiriyordu.yolcu aralıksız
 küfrediyordu gittikçe ağırlaşan nefretinin ağırlığını 
 taşıyamaz hale gelmişti vs vs....

 akintiyakarsiakintininicinde