bir sabah evden çıktığın da sokakları bomboş buldu... ne işlerini yapan insanlar, ne de başıboş sokak hayvanları çoğu zaman hiç durmayacakmış hissi uyandıran koşuşturmadan eser yoktu.güneş bulutların ardına gizlenmişti bu sessizlikten ürkerek...
ayak sesleri kaldırımları çınlatıyordu.her adım atışında üzerindeki ağırlık biraz daha artıyor belli belirsiz içinde bir yerlerde terkedilmişlik hissi uyanıyordu.neredeydi insanlar biranda onları yurtlarından sürgün eden neydi ve kimlerdi?
oysa sabah kalktığın da bugünün diğer günlerden hiçbir farkının olmayacağından adı gibi emindi.ve yaşam bir kez daha yanıltmıştı onu.ne kuş sesleri ne de rüzgarın uğultusu doğa dingin bir bekleyiş içindeydi ve şehir kendisi ile başbaşa kalmıştı... insanın yaşam verdiği hiçbirşeyin bugün anlamı kalmamıştı.onu vareden ondan kendisini soyutlayınca evren o kendine has ritmi için de zamanın akışına dahil olmuştu...
düne kadar anlamlı olan herşey yerini yaşama içgüdüsüne terketmişti onu yaratılışın ilk gününün saflığı ve tecrübesizliğiyle başbaşa bırakarak çekip gitmişti tanrı..............
akintiyakarşiakintinicinde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder